Unutmak isteyip de unutmadığınız anılarınız mı var?
"Nature" dergisinde yayımlanan araştırmaya göre Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Nöral Devre Genetiği Merkezi araştırmacıları laboratuvar ortamında fareler üzerinde yapılan testlerde beyindeki devrelerin suni olarak harekete geçirilmesiyle olumsuz anılar olumlu anılara dönüştürdü. Son derece külfetli olabilen stres ve gerginlik tedavisini fazlasıyla kolaylaştırabilecek ilaç sayesinde, insanların geçmişte yaşadığı travmalara ait anıları sürekli hatırlamaları engellenebilir. Geleneksel tedaviler, insanları acı ve korku dolu anılarından uzaklaştırmayı başarabilse de, bu anıların geri gelmeyeceğini kimse garanti edemiyor.
Duygusal anıların nasıl oluştuğu ve değiştiğine ışık tutan
araştırma, bilim dünyasında büyük heyecan yarattı. Araştırmayı
yöneten Prof. Dr. Susumu Tonegawa, "Duygular, anılarımızla
yakından ilişkilidir. Araştırmamız, anıların duygusal
değerinin değiştirilebileceğini gösteriyor. Diyelim ki sokak
ortasında saldırıya uğradınız ve çantanız çalındı. Olumsuz
anılarınız yüzünden yeniden o sokağa gitmekten korkarsınız.
Oysa şimdi bu tür travmalarla ilgili anıları değiştirebiliyoruz.
Hatta bunun için söz konusu mekana bile gitmenize gerek yok. Her
şey beynin içinde olup bitiyor"dedi.
Araştırma, özellikle Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve
depresyon tedavisi için büyük önem taşıyor. Bilim insanları,
deneyde kullanılan ilacın henüz insanlar için güvenli
olmadığını, ancak günümüzde kullanılan ilaçların aynı
şekilde kullanılabileceğini ifade etti. (kaynak : www.hurriyet.com
)
İnsanlık için iyi bir şeyler yapabilmek adına gecesini
gündüzüne katan bilim insanlarına her zaman hayran olmuşumdur.
Bu buluşta gerçekten heyecan verici. Ama okuduktan sonra ilk aklıma
gelen “Yaşanılan ne kadar kötü, travmatik anı varsa sildik
diyelim. O anıyı yaşayıp travma geçirmeye sebep olan kişi
önlenmediği sürece ne anlamı olacak?” Dünyamız masum değil,
temiz değil artık. Aksine olabildiğince sapkın ve kirli... Her
gün, her Allah'ın günü... Açın bakın gazetelerdeki
örneklere...
Diyelim ki, bir kız aile içi tacize maruz kalıyor. Enişte, baba
hatta maalesef kardeş bile olabilir bu şahıs,çünkü örnekleri
var. Şimdi bu kızı alıp kötü anılarını sildik. Mutlu
oldu... Ne yapacağız eve mi geri getireceğiz bir daha travma yaşasın
diye... Başka bir kız köyünde bilmem kaç kişinin tecavüzüne
maruz kalıyor. Hadi sil anılarını... Ya da çocuk esirgeme
kurumlarında malum yaşananlar? O çocuğun dünyasını tertemiz
yaptık diyelim. O tertemiz dünyanın yeniden kirletilmesini kim
engelleyecek ? Bir koca karısını sokak ortasında delik deşik
ediyor. Kadının verilmiş sadakası varmış hastaneden taburcu
oldu diyelim ve bu kadının anılarını güzel anılarla
değiştirdik... Kocasını tekrar gördüğünde korkup kaçması
lazımken ya bir şans daha vereyim diye konuşmaya başlarsa? Ya bu
onun son şansı olursa?
Adalet olmayınca nereye gidersen git veya istediğin kadar travmadan
kurtul, seni o tramvayı yaşamaktan koruyacak bir sistem olmadığı
sürece ne anlamı var bu buluşun! Bu yüzden bilim insanlarından
ricam, tramvaya sebep olabilecek potansiyel suçluların beyinlerine
girip dnalarındaki bozuklukları giderek bir yöntem bulmaları ve
bunu zorunlu bir yaptırımla devletlere uygulatmalarıdır. Ha bir de
eğitim şart ! Yoksa bilim adamı nasıl yetişecek değil mi ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder