20 Eylül 2014 Cumartesi

Unutmak isteyip de unutmadığınız anılarınız mı var?





Unutmak isteyip de unutmadığınız anılarınız mı var?     

"Nature" dergisinde yayımlanan araştırmaya göre Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Nöral Devre Genetiği Merkezi araştırmacıları laboratuvar ortamında fareler üzerinde yapılan testlerde beyindeki devrelerin suni olarak harekete geçirilmesiyle olumsuz anılar olumlu anılara dönüştürdü. Son derece külfetli olabilen stres ve gerginlik tedavisini fazlasıyla kolaylaştırabilecek ilaç sayesinde, insanların geçmişte yaşadığı travmalara ait anıları sürekli hatırlamaları engellenebilir. Geleneksel tedaviler, insanları acı ve korku dolu anılarından uzaklaştırmayı başarabilse de, bu anıların geri gelmeyeceğini kimse garanti edemiyor.
Duygusal anıların nasıl oluştuğu ve değiştiğine ışık tutan araştırma, bilim dünyasında büyük heyecan yarattı. Araştırmayı yöneten Prof. Dr. Susumu Tonegawa, "Duygular, anılarımızla yakından ilişkilidir. Araştırmamız, anıların duygusal değerinin değiştirilebileceğini gösteriyor. Diyelim ki sokak ortasında saldırıya uğradınız ve çantanız çalındı. Olumsuz anılarınız yüzünden yeniden o sokağa gitmekten korkarsınız. Oysa şimdi bu tür travmalarla ilgili anıları değiştirebiliyoruz. Hatta bunun için söz konusu mekana bile gitmenize gerek yok. Her şey beynin içinde olup bitiyor"dedi.
Araştırma, özellikle Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve depresyon tedavisi için büyük önem taşıyor. Bilim insanları, deneyde kullanılan ilacın henüz insanlar için güvenli olmadığını, ancak günümüzde kullanılan ilaçların aynı şekilde kullanılabileceğini ifade etti. (kaynak : www.hurriyet.com )
İnsanlık için iyi bir şeyler yapabilmek adına gecesini gündüzüne katan bilim insanlarına her zaman hayran olmuşumdur. Bu buluşta gerçekten heyecan verici. Ama okuduktan sonra ilk aklıma gelen “Yaşanılan ne kadar kötü, travmatik anı varsa sildik diyelim. O anıyı yaşayıp travma geçirmeye sebep olan kişi önlenmediği sürece ne anlamı olacak?” Dünyamız masum değil, temiz değil artık. Aksine olabildiğince sapkın ve kirli... Her gün, her Allah'ın günü... Açın bakın gazetelerdeki örneklere...
Diyelim ki, bir kız aile içi tacize maruz kalıyor. Enişte, baba hatta maalesef kardeş bile olabilir bu şahıs,çünkü örnekleri var. Şimdi bu kızı alıp kötü anılarını sildik. Mutlu oldu... Ne yapacağız eve mi geri getireceğiz bir daha travma yaşasın diye... Başka bir kız köyünde bilmem kaç kişinin tecavüzüne maruz kalıyor. Hadi sil anılarını... Ya da çocuk esirgeme kurumlarında malum yaşananlar? O çocuğun dünyasını tertemiz yaptık diyelim. O tertemiz dünyanın yeniden kirletilmesini kim engelleyecek ? Bir koca karısını sokak ortasında delik deşik ediyor. Kadının verilmiş sadakası varmış hastaneden taburcu oldu diyelim ve bu kadının anılarını güzel anılarla değiştirdik... Kocasını tekrar gördüğünde korkup kaçması lazımken ya bir şans daha vereyim diye konuşmaya başlarsa? Ya bu onun son şansı olursa?
Adalet olmayınca nereye gidersen git veya istediğin kadar travmadan kurtul, seni o tramvayı yaşamaktan koruyacak bir sistem olmadığı sürece ne anlamı var bu buluşun! Bu yüzden bilim insanlarından ricam, tramvaya sebep olabilecek potansiyel suçluların beyinlerine girip dnalarındaki bozuklukları giderek bir yöntem bulmaları ve bunu zorunlu bir yaptırımla devletlere uygulatmalarıdır. Ha bir de eğitim şart ! Yoksa bilim adamı nasıl yetişecek değil mi ?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder