Çocuklarımızı
yetiştirirken , onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Bunlardan
biri de affetmek. Şu manzarayı hepimiz görmüşüzdür. İki çocuk,
birlikte oynarlarken birden anlaşamazlar ve kavga çıkar. Anneler
olaya müdahale edip bir hakem edasıyla onları birbirinden
ayırır.Çok değil sadece birkaç dakika birbirinden ayrı kalan
çocuklar birbirini sormaya başlar ve bir de bakmışsınız sanki
az önce birbirine girmemişler gibi oynuyorlar..Afallayıp
kalırsınız:)
İşte bu şekilde
saftır çocuk kalbi..Kin tutmazlar,uzatmazlar, belki de bu yüzden
hep mutludurlar. Affedemeyen insanın ruhu kapana kısılmış
gibidir.Bir türlü huzur bulamaz.Her ne kadar boş vermiş gibi
gösterse de kendini boş veremez. İçeride bir yerlerde haksızlığa
uğradığı duygusu yüreğini kor ateşler gibi dağlar. “Bunu
bana nasıl yapar?” der durur içindeki ses.Zordur o an ne
yapacağına karar vermek.
Affetmek mi?
Affetmemek mi?Affetmek biz yetişkinler için karşı tarafın
suçsuzluğunu kabul etme gibi görünür çoğu zaman.Zor gelir
insana.Ama şu da bir gerçek ki affetmeyişimizle sadece karşı
tarafı cezalandırmış olmayız.Aynı zamanda kendi ruhumuzu da
cezalandırırız.Nefessiz kalıyor,her şey üstüne üstüne
geliyor gibi hissederiz.Affetmek bizi özgür kılar.Deneyin ve
görün. Kırgın olduğunuz insanla görüşmeden önce stres yüklü
olan vücudunuz, karşınızdakini affettikten sonra üstünüzden
koca bir yük kalkmış gibi rahatlamış hisseder.Birden günlerdir
süren baş ağrılarınız son bulur. Hafiflersiniz. Hatta “Üç
günlük dünya...İyi ki yapmışım, çok rahatladım.” dersiniz.
Affetmek zor verilen karardır.Kendi kendinize şunu sormalısınız
: “Ömür boyu azap mı? Ruhani huzur mu?”
Kendinize bir iyilik
yapın ve affedin...Azaptan kurtarıp, ruhunuzu özgür kılın...
Johann Lavater
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder