22 Eylül 2014 Pazartesi

Gıdaların bozuk olup olmadığını nasıl anlarsınız ?








Bugün teknoloji günü.. Ama bu sefer işin içine biraz da bilim girdi. Teknoloji hep elektronik ve mekanikden oluşacak değil yaa :)

Brunei Üniversitesi öğrencilerinden Solveiga Pakstaite, gıdaların çürüme sürecini gösteren bir bio etiket tasarladı. Sadece etiketin üzerinde parmağımızı dolaştırarak gıdanın bozuk olup olamadığını anlayabileceğiz artık. Yalnız jelatin kırılması gibi bir şey hissedilmesi halinde dikkatli olunması gerekiyor.

Görme engeli olan insanların alışveriş yapabilmesi için son kullanma tarihi basılı olan etiketlerin yeterli olmadığını düşünen Pakstaite, öncelikle görme engellilerin gıda alışverişlerine çözüm oluşturmak için projeye başlamış. Daha sonra da bu projenin tüm insanlara hitap edebileceğini anlamış.

İlk başta sadece ambalaj kategorisinde çözüm sağlamak için birçok yol araştırmış. Zamanla dokusunun değişikliğe uğradığı bir etiket oluşturma fikri aklına gelen Pakstaite, en mantıklı yolun gıda çürüme sürecini göstermek için bir biyolojik madde kullanmak olduğunu düşünmüş.




Peki nasıl çalışıyor? Etiket dokunsal bilgi veriyor. Etiket düzgünse yiyecek taze ama pürüz hissetmeye başlarsanız veya jelatin kırılması gibi bir şey hissederseniz dikkatli olmalısınız. Jelatin girintili çıkıntılı plastik levha üzerinde ayarlanır. Yiyeceğin son tüketim tarihine doğru jelatin erimeye başlar ve son tüketim tarihi sona erdiğinde sıvı hale gelir. Böylece jelatin altındaki girintili çıkıntılı levha dokunulduğunda hissedilir olur.

Neden jelatin? Jelatin, protein bazlı gıdalar ile aynı oranda azalır. Bu nedenle jelatin, bir proteindir. Bu jelatinin en büyük özelliği ise farklı gıdaların bozulma hızına uygun biçimde programlanarak üretilebilmesi ve bozulma durumunu çok hassas biçimde taklit edebilmesi. Etiket paketindeki gıdanın ne yaptığını kopyalar, böylece vade bilgileri basılı etiketlerden çok daha doğru bilgi verir.



Bu tür bir teknolojinin sıradan bir ailenin gıda masraflarında, bozulmadan kaynaklanan israfı ciddi biçimde önleyebileceği, her yıl çok ciddi miktarda tasarruf sağlayabileceği düşünülüyor. Tabii ki gıda zehirlenmesi vakalarının ciddi oranda düşecek olması da bir diğer olumlu yan etki olacaktır.

Brunei Üniversitesi öğrencilerinden Solveiga Pakstaite, üzerinde çalıştığı bu biyo-teknoloji projesiyle büyük bir çıkış yaptı. Her yıl dünya çapında düzenlenen James Dyson Ödülü’nün İngiltere ayağını kazanan öğrenci, projesini daha da geliştirmesi ve dünya finaline katılması için 2,000 sterlin de yardım aldı.

Bozulan gıdaların toplatılıp tekrar etiketlendikten sonra piyasaya sürüldüğü ülkemizde bu uygulama ne kadar uygulanır tartışılır ama gerek gıda israfının önlenmesi gerek insan sağlığı açısından çok önemli bir buluş. Umarım proje geliştirmesi bir an önce tamamlanarak tüm dünya ülkelerinde uygulanır. Biz de her gıdayı bozulmuş mu diye tadarak kontrol etmekten kurtulmuş oluruz :)


(kaynak : www.technopat.net )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder